FOMO, ‘Fear of Missing Out’ yani ‘kaçırma korkusu’ olarak Türkçeleştirilebilir. Burada ‘kaçırılan’ şey fırsat, para ya da bunun gibi olgular olabilir. Özellikle finans piyasalarında fırsatları kaçırma korkusu yeni bir şey değildir. Yatırımcılar ve günlük işlem yapan kişiler kısa vade ya da uzun vade fark etmeksizin bazı fırsatları kaçırmaktan korkar. Finans piyasalarında bilhassa kripto gibi volatilitenin yüksek olduğu alanlarda fırsat hiç bitmez. Bu nedenle sosyal medya tabiriyle “FOMO’lanmak” uzun vadede büyük riskler içerir.
FOMO’nun Sosyal Yaşama Etkileri
Fırsatları kaçırma korkusu yalnızca finansal piyasalarda değil günlük yaşam içerisinde de karşılaşabileceğimiz bir durum. FOMO, 2004 yılında insanların sosyal çevrelerindeki kişilerin yaşantılarına imrenmesi ve fırsatları kaçırdığını düşünmesiyle ortaya atıldı. İlk kez 2004 yılında Dr. Dan Herman ve Patrick J. McGinnis tarafından ortaya atılan bu terim, sosyal yaşamda gençler arasında sıkça görülüyor.
Yakın geçmişte dijital dünyanın gelişmesi ve sosyal medya kullanımının artmasıyla birlikte internet üzerindeki çeşitli olgular için de kullanılmaya başlandı. Sosyal medya kullanımı genellikle ‘olmayan’ gerçekliğin üzerine kurulu olduğu için özellikle genç nüfus yaşıtları olsun ya da olmasın kullanıcıların yaşantılarına özenmeye başladı. Bu da elbette ki FOMO’yu beraberinde getirdi. Özellikle Z kuşağında görülen bu durum, kişilerin aynı yaşta olduğu ya da geçmişte aynı şartlara sahip olduğu insanların güncel “gelişimini” ve yaşantısını görerek fırsatları kaçırmaya başladığını düşünmesiyle sonuçlanıyor.
FOMO; daha çok bir psikolojik durum, endişe veya bir kaygı olarak kabul edilir. Genellikle bir kişinin başka insanların ne yaptığını takip etme isteği, sosyal çevresindeki aktivitelere katılmama korkusu ve diğer insanlarla bağlantı kurmama hissi gibi duygularla ilişkilidir. Bu duygular özellikle gençler ve dijital çağın etkilerine daha açık olan kişiler arasında yaygındır.
FOMO’nun psikolojik bir rahatsızlık olduğu yönünde bazı iddialar olsa da bu iddialar henüz netlik kazanmamıştır. Ancak FOMO gibi duygular, bazen diğer psikolojik sorunlarla birlikte ortaya çıkabilir ve bu durumda bir terapist oldukça faydalı olabilir.
FOMO’nun Finansal Piyasalara Etkisi
Herkes daha fazla kazanmak ve birikimini arttırmak -en azından korumak- için yatırım yapar. Bu sebeple finansal piyasalar FOMO’nun en sık rastlandığı yerlerdir. Yükselişleri kaçırmak, doğru yerde piyasaya girememek gibi birtakım korkular her zaman hataya sürükler. Finans piyasalarında FOMO, yatırımcıların piyasadaki fiyat artışlarına yetişmek için aceleci kararlar verme eğilimlerini ifade eder. Yatırımcılar, genellikle piyasadaki yüksek fiyat hareketlerini kaçırma korkusuyla hareket ederler ve bu korku, FOMO’nun bir örneğidir.
Örneğin bir hisse senedi ya da kripto paranın fiyatı hızla yükselirse, yatırımcılar bu finansal enstrümana yatırım yaparak piyasadaki fiyat hareketinden faydalanmak isteyebilirler. Bu finansal enstrümanın fiyatı daha da yükselirse, FOMO yaşayan yatırımcılar daha fazla yatırım yapabilirler. Ancak hisse senedinin fiyatı düşmeye başlarsa FOMO ile hareket eden yatırımcılar büyük kayıplar yaşayabilirler. FOMO’nun finansal piyasalara etkisi her geçen gün artmaya devam ederken bilinçli yatırımcılar bu etkilere kapılmadan rasyonel şekilde kararlar verebilir.
Düşük işlem hacmine sahip olması nedeniyle kripto para piyasasında yaşanan “pump-dump” da tamamıyla bundan kaynaklanır. Sert yükselişlerde pozisyon alan yatırımcılar fiyat yükseldikçe daha fazla almak ister. Sonrasında gelen kâr satışlarıyla birlikte düşüş başladığında ise büyük zararlarla üründen çıkmak zorunda kalırlar.
FOMO, yatırımcıların piyasaları doğru bir şekilde analiz etmeden duygusal kararlar vermelerine neden olabilir. Bu nedenle yatırım yapmadan önce piyasaları doğru bir şekilde analiz etmek ve yatırım stratejileri belirlemek önemlidir. Yatırımcılar, FOMO’ya kapılmadan uzun vadeli bir yatırım stratejisi belirleyerek daha başarılı sonuçlar elde edebilirler. Bu, gün içi işlemler alan kişiler için de geçerlidir. Belirli bir stratejiye bağlı kalınması her alanda olduğu gibi finans piyasalarında da başarının sırrını oluşturur.
Finans Piyasalarında FOMO’nun Önüne Geçmek
Finans piyasalarında FOMO’ya karşı koyabilmek için bazı adımlar takip edilebilir. FOMO çok güçlü bir duygu olsa da gerçek stratejiler ve kurallar ile bunun önüne geçmek mümkündür. Finans piyasalarında FOMO’nun önüne geçmek için aşağıdaki yolu izleyin:
- Yatırım stratejinizi belirleyin.
Öncelikle yatırım stratejinizi belirlemeniz gerekir. Bu strateji; yatırım hedeflerinize, risk toleransınıza ve zaman çerçevenize uygun olmalıdır. Stratejinizde belirlediğiniz hedeflere odaklanarak piyasalardaki fiyat dalgalanmalarından etkilenmeden sabırlı ve disiplinli bir şekilde yatırım yapabilirsiniz.
- Araştırma yapın.
Yatırım yapmadan önce piyasaları ve yatırım yapacağınız araçları araştırın. Temel analiz ve teknik analiz yöntemlerini kullanın. Yatırım yapacağınız araçların geçmiş performansını ve gelecekteki potansiyellerini inceleyin. Böylece doğru enstrümana doğru zamanda dahil olarak FOMO riskini en aza indirebilmek mümkün.
- Kendinizi kontrol edin.
FOMO duygusal bir tepkinin sonucudur ve yatırımcıların hızlı kararlar vermesine neden olabilir. Ancak yatırımcılar yatırım yapmadan önce duygularını kontrol etmeli ve rasyonel bir şekilde karar vermeye çalışmalıdır.
- Riskleri bölün.
Yatırımlarınızı çeşitlendirerek risklerinizi azaltabilirsiniz. Farklı piyasalar, sektörler ve araçlar arasında portföyünüzü dağıtarak bir yatırım aracındaki olası kayıpları diğer yatırım araçlarındaki kazançlarla telafi edebilirsiniz. Böylece yeni bir pozisyon almak için yanlış zamanda FOMO’nun etkisine kapılarak büyük kayıplar yaşanmaz.
- Uzun vadeli düşünün.
FOMO, kısa vadeli düşünmeye neden olabilir. Ancak yatırımcılar genellikle uzun vadeli bir perspektifle yatırım yaparak daha iyi sonuçlar elde ederler. Uzun vadeli yatırım yaparak, piyasadaki kısa vadeli dalgalanmalardan etkilenmeden, yatırımınızın gerçek potansiyelini görebilirsiniz.
Yukarıdaki maddeler özellikle sık FOMO’ya kapılan kişiler tarafından uygulanmalıdır. Bu sayede uzun vadeli kazanç elde ederek hem kısa vadeli düşüş ya da yükselişlerde endişeye kapılmamak hem de finansal piyasalarda başarılı olmak mümkündür. Sonuç olarak FOMO’ya karşı koymak için sabırlı, disiplinli ve rasyonel bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Kendinize bir yatırım stratejisi belirleyin, araştırma yapın, duygularınızı kontrol edin, riski dağıtın ve uzun vadeli düşünün. Bu adımlar yatırımlarınızın çok daha başarılı olmasına yardımcı olacaktır.
Finansal Piyasalarda Uzun Vadeli Başarının Sırrı
Finans piyasalarında başarılı olabilmek için rasyonel olmak gereklidir. Finans piyasalarında uzun vadeli başarının sırrı ise aşağıdaki adımlardan geçer:
- Disiplinli olun.
Her yatırımcı ya da her trader belirli bir stratejiye bağlı olmalıdır. Disiplinli olmak; stratejiye bağlı kalmak, uzun vadeli bir plana sahip olmak ve psikolojik faktörlerin etkisine kapılmamak demektir.
- Sabırlı olun.
Yatırım, yalnızca uzun vadeli düşünen kişilerin kazanacağı bir maratondur. Bu nedenle yatırım yaparken sabırlı olmak oldukça önemlidir. Konuyla ilgili Warren Buffett’ın “Borsa, sabırsız olanın sabırlı olana para aktardığı yerdir.” sözü birçok şeyi açıklıyor.
- Düzenli yatırım yapın.
Yatırım yapmak yalnızca görece yüklü miktarda bir alım yapmak ve sonrasında izlemekten ibaret olmamalıdır. Finansal enstrümanlar fiyat olarak her geçen saniye değişiklik gösterir. Düzenli yatırım yaparak fiyat dalgalanmaları sırasında düşük fiyatları da yakalama şansı önemlidir.
- Riskleri bölün.
Riskleri bölmek, farklı piyasalarda ve finansal enstrümanlarda yatırım yapmak anlamına gelir. Bu sayede riskleri azaltmak ve daha geniş bir yelpazede fırsatlar yakalamak mümkündür. Yatırımlar, belirli oranlarla Borsa İstanbul, kripto paralar, ABD borsaları gibi farklı alanlara dağıtılabilir.
- Teknik ve temel analiz yapın.
Teknik analiz, geçmiş fiyat hareketlerini belirli formasyon ve kurallar dahilinde inceleyerek gelecekte oluşması beklenen fiyat hareketine yönelik bir tahminde bulunmayı sağlar. Bu nedenle trader ve yatırımcılar tarafından sıkça tercih edilir. Bunun yanı sıra temel analiz ise daha çok kripto varlık ya da hisselerin potansiyeli, finansal durumu ve yönetim kalitesi gibi verileri inceler. Her ikisini bir arada kullanmak ise uzun vadede başarılı bir yatırımcı olmayı sağlar.
- Yatırımınızı düzenli olarak takip edin.
Yapılan yatırımı düzenli olarak takip etmek birçok açıdan faydalıdır. Hem yatırımın performansını izlemeye hem de gerekli durumlarda stratejiyi gözden geçirmeye yarar.
Uzun vadeli başarıya ulaşabilmek için bu faktörleri değerlendirmek ve uygulamak önemlidir. Belirli bir strateji dahilinde alınan aksiyonlar çoğu zaman başarıyı getirir. Fakat herhangi bir yatırım yapmadan önce finansal durum değerlendirmesi yapmak ve yatırımın risklerine de odaklanmak gereklidir. Yatırım yapmadan önce oluşan en büyük hatalardan biri ise kısa vadede ihtiyaç olabilecek bir miktar ile yatırım yapmaktır. Bu, vade azaldıkça riskin yükselmesine neden olur ve büyük oranda kayıp ile sonuçlanır. Bundan ötürü uzun vadede dahi ihtiyaç duyulmayacak miktarların yatırıma aktarılması tavsiye edilir.
Finans Piyasalarının Sosyal Yaşantı Üzerindeki Etkileri
Finans piyasalarında başarılı ve başarısız kişiler diğer insanlar tarafından genellikle farklı ele alınır. Kripto ya da borsa fark etmeksizin finans piyasalarında başarılı olan biriyle başarısız olan birinin sosyal yaşantıları aşağıdaki şekilde etkilenebilir:
- Stres düzeyi
Finans piyasalarında yatırım yapmak büyük oranda stresli bir süreci de beraberinde getirir. Nitekim yüksek kazançların beklendiği bir ortamda yüksek kayıpların olma ihtimali her zaman vardır. Başarılı bir yatırımcı finansal gücünün de etkisiyle daha az stres yaşarken başarısız yatırımcı sürekli stres altında olabilir.
- Finansal güç ve güvenlik
Finans piyasalarında işlem yapan ve tek işi bu olan kişiler başarısız olduklarında büyük olasılıkla maddi zorluklar yaşar. Dolayısıyla finansal açıdan güvensizlik hissedilebilir. Bu durum sosyal yaşantıyı da doğrudan olumsuz yönde etkiler. Başarılı bir yatırımcı ise finansal olarak çok daha güçlü ve güvenli hissedebilir.
- Özgüven
Finans piyasalarında başarılı ya da başarısız olmak özgüveni doğrudan etkiler. Başarısız bir yatırımcı özgüvenini kaybedebilir ve bu durum sosyal yaşamı olumsuz etkileyebilir. Başarılı yatırımcılar içinse durum tam tersidir. Sosyal yaşam olumlu şekilde etkilenir ve özgüven artış gösterir.
- Sosyal çevre
Başarısız yatırımcılar, sosyal çevresindeki insanlar tarafından finansal piyasalardaki başarısızlığıyla özdeşleştirilebilir. Bu da sosyal yaşamı doğrudan olumsuz yönde etkiler. Başarılı bir yatırımcı ise sosyal çevresinde daha olumlu bir karşılık bulur.
Tüm bunlar sebebiyle finans piyasalarında yatırım yaparken riskleri ve olası kayıpları dikkate almak oldukça önemlidir. Başarısızlık durumunda yalnızca maddi açıdan değil itibar açısından da kayıplar yaşanabilir. Başarılı bir yatırımcı olabilmek için riskleri doğru şekilde analiz etmek ve finansal okuryazarlığı arttırmak mühimdir. Bunun yanı sıra gerekli teknik ve temel bilgiye sahip olunması gerekir.