Çin’in kriptoya karşı sert duruşu şimdiden sınırlarının ötesine geçiyor. Üstelik bu ülkenin kripto piyasasına artan baskısı henüz küresel ölçekte bir sarsıntıya sebep olmamış olabilir.
Çin’in kripto üzerindeki yoğun baskısı, kripto dünyası için pek de sürpriz sayılmaz. Çinli kriptocular arasında, Çin’in Bitcoin madencilik endüstrisindeki bu yıl baharda başlayan kısıtlamalarından bu yana, sırada ne olabileceği konusunda sürekli bir tartışma oldu. Herhangi bir kripto ticareti biçiminin yasa dışı olacağı senaryosu, birçok insanın tahmin ettiği bir senaryoydu. Kripto varlıkları elde tutmanın bile suç haline geldiği, pek çok kişinin korktuğu en kötü senaryo değil henüz. Bununla birlikte, her ikisi de ademi merkeziyetçilik ve tokenizasyon gerektiren açık finans veya Web 3.0 uygulamaları oluşturmak isteyen girişimciler için Çin anakarasında yer olmayacağı artık açık.
Çinli kripto girişimcilerinin ülkeden artan çıkışını görülebilir ve bunun Güneydoğu Asya’da kripto teknolojisinin yayılmasına yol açacağına ve Güneydoğu Asya’nın bir kripto inovasyonu yatağı olarak yükselişini hızlandıracağına tanık olabiliriz.
Çin’in Kripto Konusundaki Son Baskısının Arkasında Ne Var?
Geçen cuma resmi olarak açıklanan bu baskıyı anlamak için, Çin hükümetinin Covid-19 sonrası Çin için yeni vizyonunu yansıtan bir dizi düzenleyici eylem bağlamına koymamız gerekiyor. Kripto üzerindeki baskının duyurulduğu gün, devlete ait medya da hükümetin çocuklarla ilgili bir dizi medya içeriğini yasakladığını duyurdu. Dünyayı uzaylı canavarlardan koruyan bir süper kahraman olan ve oldukça popüler Japon anime serisi Ultraman bile, çok fazla şiddet içerdiği için artık yasaklanacak. Kripto topluluğunda şu anda yaygın olarak bir şaka dolaşıyor: “Ultraman kripto ticareti mi yaptı?”
Bu yıl ayrıca Çin’in gayrimenkul, özel ders, oyunlar ve internet süper platformları üzerindeki düzenlemelerini sıkılaştırdığını gördük. Bütün bunların arkasında Başkan Xi Jinping tarafından savunulan bir “ortak refah” vizyonu var. Çin’in bu politikası, “sağlam ebeveyn sevgisi” zihniyetinden başka bir şeye benzemiyor. Çin, kararlı ve hızlı eylemlerle Covid-19 krizini başarılı bir şekilde kontrol etmesinden güven kazandı. Çin hükümeti artık insanlar için neyin iyi olduğunu bildiğine ve gerektiğinde kararlı ve katı bir şekilde harekete geçmesi gerektiğine kuvvetle inanıyor. Devlet medyasından gelen raporlar, baskının insanları kripto ticaretinde yaygın dolandırıcılık ve gölgeli anlaşmalardan korumayı amaçladığını açıkça vurguladı.
Üstelik Alınan Tüm Bu Sert Tedbirler Sadece Başlangıç
Özetle, mevcut baskı, Çin anakarasındaki kripto borsalarının ve merkezi olmayan kripto inovasyonunun sonunun geldiğine işaret ediyor. Bu baharda başlayan Bitcoin madencilik endüstrisinin kapatılması, Bitcoin madencilik gücünün daha merkezi olmayan bir manzarasıyla sonuçlanıyor. Kripto ticaretine yönelik bu baskı, Çin’den diğer yerlere, özellikle Güneydoğu Asya’ya önemli bir kripto gücü yayılımı getirecek. Güneydoğu Asya ekonomisi Covid-19 krizinden ağır şekilde etkilendiğinden, yeni kripto sermayesi ve teknolojisi akışı, dijital ekonomileri için çok ihtiyaç duyulan bir desteği sağlayabilir. Uzun vadeli perspektiften bakıldığında, bu yayılma, Çinli kripto girişimcileri arasındaki kurucu tip ve küresel olarak kripto hareketi için iyidir.
Gözümüzün önünde devam eden iki epik sosyal deneye tanık oluyoruz: Çin hükümetinin öncülük ettiği e-CNY merkez bankası dijital para birimi deneyi ve özellikle finansal durumu zayıf olan gelişmekte olan ülkelerde arzu edilen merkezi olmayan finans (DeFi) deneyi. Çin’deki baskının neden olduğu mevcut şok dalgası şu anda şiddetli görünebilir ancak bu iki sosyal deney geliştikçe ve merkezi ve merkezi olmayan dünyalar arasında daha fazla çarpışmaya yol açtıkça daha sonra göreceğimiz şeyle karşılaştırıldığında hiçbir şey değil.