Yakın tarihli bir videoda , Bitcoin savunucusu, teknoloji girişimcisi aynı zamanda yazar Andreas M. Antonopoulos, Bitcoin madenciliğinin enerji tüketimi ile çevre düzenlemesi arasındaki ilişkiyi ve neden “Bitcoin’in kötü adam olmadığını” açıklıyor.
Bitcoin madenciliğini eleştirenler ve destekleyenlerin, madencilerin anonim olduğu gerçeğini görmezden gelmeye çalıştığına dikkat çekiyor.
Madenciliğin elektriğin olduğu her yerde yapılabileceğini ancak birincil faktörün kullanılan elektriğin maliyeti olduğuna, eğer elektrik ucuzsa madencilerin ilgisini çekeceğine değiniyor.
Atık Enerji, Elektriğin En Ucuz Halidir
Bitcoin savunucusu , “Elektriğin en ucuz şekli, gaz, hidroelektrik, güneş veya rüzgarın alevlenmesinden kaynaklanan atık enerjidir ve çok düşük maliyetle sağlanabilir” diyor.
Antonopoulos videoda , “İklim değişikliği ve karbon üretimi konusunda endişe duymayan bir hükümetiniz varsa ve kirliliği önlemek için üretimi düzenlemiyor veya karbon üretimini vergilendirmiyorsa, Bitcoin madencileri de bu enerjiyi tüketmek için oraya yerleşecektir. Fakat devlet karbon emisyonlarını vergilendirirse, kirletici bir enerji kaynağı madenciler için artık kârlı değildir. Yüksek elektrik maliyeti, madencileri yenilenebilir enerjinin olduğu yerlere göç etmeye zorlar diyor.
Bitcoin savunucusu sözlerine devletler karbonu düzenler ve vergilendirirse, Bitcoin aslında yenilenebilir enerji kurulumunu destekler ve teşvik eder diyerek devam ediyor.
Bitcoin ne iyi ne de kötü. Bu sadece bir enerji talebidir ve çevre dostu politikalarla eşleştirilirse, Bitcoin madenciliği aslında yeşildir. Hükümetler, kirliliği ve çevreye verilen zararı azaltmak için güçlü bir iradeye sahip olmaya odaklanmalıdır. Bitcoin burada kötü adam değildir.